“130 şirketin halka arzında 93 milyar TL kaynak sağlandı”
7. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi ve 7. Dünya Yatırımcı Haftası Açılış Töreni, “Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılında Güçlü Sermaye Piyasaları, Güçlü Türkiye” temasıyla İstanbul’da gerçekleştirildi.
Etkinlikte konuşan Borsa İstanbul Genel Müdürü Korkmaz Ergun, Borsa İstanbul olarak Türkiye’nin büyümesinin temel dinamosu olan üretim, yatırım, ihracat yapan, istihdam oluşturan şirketlerin büyümelerinin finansmanını halka arz yoluyla sağlayabilmeleri için Borsa İstanbul’a davet ettiklerini aktardı.
Borsa İstanbul olarak iş yapma modellerini değiştirdiklerini, halka arzdan önce gerek karar gerek hazırlık aşamasında şirketlere destek veren bir borsa olduklarını dile getiren Ergun, “Son üç yılda gerçekleşen 130 şirketin halka arzında yaklaşık 93 milyar TL kaynak sağlandı. Son üç yılda gerçekleşen yaklaşık 4 bin 500 borçlanma aracıyla 950 milyar TL kaynak sağlandı. 3 sene önce işlem gören şirket sayısı 394 iken bugün 522’ye ulaştı. Günlük ortalama işleme hacmimiz 26 milyar TL iken bu sene günlük ortalama işlem hacmimiz 131 milyar TL’ye ulaştı. Bir yandan piyasamızın büyümesi için çalışırken diğer taraftan finansal hizmetlerimizi ve ürünlerimizi artırmaya devam ediyoruz.” diye konuştu.
Ergun, sürdürülebilirlik ve katılım finansı alanında hesapladıkları endekslerin sayılarını ve çeşitliliğini artırdıklarını bildirerek, şu ifadeleri kullandı:
“Bu sayede endekslerimizin üzerine 64 adet fon kurulmasına imkan sağlamış olduk. Hesapladığımız tüm endekslerin IOSCO kriterlerine uyumu için çalışmalarımızı bitirdik ve ESMA’ya başvuru hazırlıklarımızı tamamladık. Diğer yandan, yabancı yatırımcılar ile kurumsal iletişimi güçlendirmek için önemli adımlar atmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda, hem birebir görüşmeler yaparak, hem ISLA ve ICMA gibi kurumsal yapılar dahilinde görüşmeler yaparak, hem de Abu Dabi, Dubai ve Nasdaq gibi borsalar üzerinden teknoloji ihracatımızı ve ticari ilişkilerimizi geliştirerek, yabancı yatırımcılar ile kurumsal iletişimimizi güçlendirmeye devam ediyoruz. Ayrıca, Dünya Borsalar Federasyonu’nun yönetim kurulunda yönetim kurulu üyesi olarak ve tüm alt çalışma komitelerinde aktif görev alarak, ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı Borsalar Forumu’nun genel sekretaryasını yürüterek çalışmalarımıza devam ediyoruz.”
“Borsa İstanbul uluslararası standartlarda bir borsa haline geldi”
Korkmaz Ergun, Borsa İstanbul’un piyasalarına yatırımcıların hızlı ve güvenli bir şekilde erişimini sağlayabilmek amacıyla veri merkezinin genişlediği, farklı ihtiyaçlara alternatif erişim imkanlarının sunulduğu ve piyasalara girişimin dahil bir şekilde sağlandığı uluslararası standartlarda bir borsa haline geldiğini ifade etti.
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) Başkanı İbrahim H. Öztop ise Türkiye’de cumhuriyetin ikinci yüzyılında, güçlü sanayi ve teknolojik altyapısı, nitelikli hizmet sektörü, inovasyon ve iş geliştirme kültürüne sahip sermaye piyasalarının, Türkiye ekonomisinin taşıyıcı kolonlarından biri olacağına inandıklarını söyledi.
Türkiye’de modern sermaye piyasalarının tarihinin 1985’e dayandığını hatırlatan Öztop, sermaye piyasalarının yaklaşık 40 yılda sağladığı finansmanla, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasında ve şirketlerin gelişmesinde önemli rol oynarken, aynı zamanda yatırım kültürünün gelişmesini de sağladığını aktardı.
Öztop, TSBP olarak, sermaye piyasalarının şirketlere, yatırımcılara ve ülkeye sağladığı katkının katlanarak büyüyeceğinden emin olduklarını dile getirerek, “Kurumları, ürün ve hizmet çeşitliliği, teknolojik altyapısı, kaliteli beşeri sermayesi, tecrübeli yönetimi, gelişmiş düzenleme ve denetleme sistemi ve oluşturduğu yatırım ekosistemiyle dünya standartlarında bir yapıya sahip olan ülkemiz finans sektörünün, küresel anlamda da rolünün artacağına inanıyoruz. Hükümetimizin destekleyici politikaları, üyelerimizin dünya standartlarında sundukları hizmetlerin de katkısıyla gerek arz gerek talep tarafından gelen rekor ilgi sayesinde sermaye piyasalarımız son yıllarda bir büyüme ivmesi yakaladı, daha büyük ve derin hale geldi.” şeklinde konuştu.
Sermaye piyasalarına olan yerli yatırımcı ilgisinin rekor düzeylere ulaştığını bildiren Öztop, pay senedi ve yatırım fonları dahil toplam yatırımcı sayısının 11 milyona yaklaştığını ifade etti.
Öztop, yatırımcı sayısında ülke nüfusuna oranla kısa bir dönemde gerçekleşen artış yaşandığına dikkati çekerek, Türkiye’de 2010 her 100 kişiden 1’i pay piyasası yatırımcısıyken, 2023 Eylül’de bu rakamın 9 kişiye çıktığını bildirdi.
“Sermayenin tabana yayıldığını söyleyebiliyoruz”
Halka arzlara olan ilgiye paralel yatırımcı sayısının hızla arttığını aktaran Öztop, şunları kaydetti:
“Geçen yıl Eylül sonu itibarıyla 2,7 milyon olan bakiyeli pay yatırımcısı sayısı, bir yılda 5 milyon artarak bu yıl Eylül sonunda 7,8 milyon kişiye ulaştı. Piyasamıza yeni katılan yatımcıların daha genç yaş gruplarında olduğunu, kadınların katılımın arttığını memnuniyetle izliyoruz. Diğer yandan pay piyasamıza yatırım yapanların yarısının portföyünün 10 bin TL’nin altında olduğunu görüyoruz. Diğer bir deyişle sermayenin tabana yayıldığını söyleyebiliyoruz.
Bu vesileyle yatırımcılarımıza bir kez daha seslenmek istiyorum. Sermaye piyasası araçları getiri sunduğu gibi riskler de içeriyor. Sağlıklı bir yatırım ise doğru kaynaktan sağlanan bilgiye dayalı ve uzun vadeli bir bakış açısı ile mümkün. Yatırımcılarımıza özellikle de sosyal medyadan duyduklarını gerçek bilgi olarak kabul etmemelerini tekrar hatırlatmak isterim. Yatırım yapacakları ürünleri iyi tanıyıp, vade ve risk profillerini beklenti ve ihtiyaçlarına paralel şekilde belirlemeleri ve yatırımlarını çeşitlendirmeleri önemli. Yeterince bilgi ve deneyimi olmayan yatırımcılarımızın ise portföy yönetim şirketlerimiz tarafından profesyonelce yönetilen yatırım fonları aracılığıyla sermaye piyasasına yatırım yapmaları daha sağlıklı olacaktır.”
Öztop, yerli bireylerin yanı sıra yabancı kurumların da piyasa yatırımlarını artırmasının önemli olduğunu vurgulayarak, “Hazine ve Maliye Bakanlığı’mızın uyguladığı politikaların da etkisiyle yeniden artmaya başlayan yabancı ilgisinin önümüzdeki dönemde güçleneceği kanaatindeyiz. Birlik olarak bizler de Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyümesi, kaynakların gelecek ve teknoloji odaklı verimli alanlara yönlendirilmesi, ülkemize fon akışının artırılması için, sermaye piyasalarımızı ülkemizin potansiyeline uygun olarak geliştirmek, derinleştirmek ve daha cazip kılmak için var gücümüzle çalışıyoruz. ” ifadelerini kullandı.