Doğayla uyumlu olmayan planlama ve iklim değişikliğinin etkileri sonucunda dünya genelinde göllerdeki su miktarında düşüş yaşanıyor. Göllerin su kaybetmesi, göl sıcaklıklarının da artmasıyla birlikte, emilen karbondioksit miktarını azaltabilir ve atmosferdeki karbon emisyonlarını artırabilir.
Science dergisindeki yeni makale, son 28 yılda göllerdeki su miktarında küresel bir düşüş olduğunu ortaya çıkardı. Otuz yıllık uydu gözlemleri, iklim verileri ve hidrolojik modelleri kullanarak en büyük 1972 gölü analiz eden çalışmaya göre, bu göllerdeki su miktarları 28 yılda yüzde 53 oranında azaldı.
Doğal göllerdeki net hacim kaybı büyük oranda küresel ısınma, artan buharlaşma ve su kullanımından kaynaklanıyor. Toplam 234 doğal gölde %22 su kazanımı yaşanırken, 457 doğal gölde %43 su kaybı tespit edildi. Kuruyan tüm göllerdeki toplam düşüşün yalnızca yaklaşık üçte biri, büyük ölçüde İç Tibet Platosu gibi uzak veya seyrek nüfuslu bölgelerdeki göllerin su deposundaki artışlarla dengeleniyor.
Çalışmayı değerlendiren Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç; “Kuruyan bu göllerin birçoğu önemli su kaynakları olarak tanımlanıyor veya uluslararası öneme sahip Ramsar alanları arasında listeleniyor. Su kaynakları ve sulak alan ekosistemlerinin yaşatılması için iklim değişikliğinin etkilerini de göz önünde tutarak yeni yasal düzenlemeler ve uygulamalar yapmak zorundayız” dedi.